KKDİK – 2017 TASLAĞI
Turkchem Dergisi - 2017 Mart - Nisan Sayısı
Kimyasal mevzuatlar alanında yakın tarihimizde en önemli gelişme Avrupa Birliği Komisyonu tarafından hazırlanan REACH mevzuatının 2006 yılında yayımlanarak yürürlüğe girmesiydi. Hem aday ülke olmamız, hem de en büyük ihraç pazarımızın olmasının etkisi ile bu mevzuat yurdumuz kimya endüstrisini de yakından ilgilendirmiştir.
A.B. REACH mevzuatının yarattığı etki ile dünyanın diğer ülke ve ekonomik bölgeleri de benzer mevzuatları peş peşe yürürlüğe sokma gayreti içine girdiler. Yakın bir geçmişte A.B.D. TSCA ile, Güney Kore K-REACH ile ve Çin Chinese REACH ile bu furyayı takip ettiler.
A.B. aday ülke statümüz ve müktesebat uyum sürecimizin yanı sıra yurdumuzda kimyasallar hakkında veri sahibi olma ve daha etkin koruma sağlamak üzere Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da adını KKDİK olarak kısaltabileceğimiz Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni Ve Kısıtlanması Hakkında Taslak Yönetmeliği uzunca bir zaman önce hazırladı.
Çeşitli teknik ve politik nedenler ile 2015 yılından beri taslak olarak bekleyen yönetmelik üzerinde yapılan son değişiklikler hakkında görüş almak üzere 2017 Ocak ayında tekrar endüstri paydaşlarının görüşüne sunuldu. Bir yandan bu son taslakta yer alan değişikliklere bir yandan da yönetmeliğin genelinin endüstrimize etkilerine yayımı öncesinde kısaca yazımda yer vermek istedim.
Öncelikle belirtmek isterim ki KKDİK müktesebat uyumu çerçevesinde REACH mevzuatını temel almış olduğundan genel yapısı oldukça REACH mevzuatına benzemekte. Yönetmeliğin ana teması kimyasal maddeleri yılda 1 ton ve üzerinde üreten ve kendi başına veya bir karışım içerisinde ithal eden tüm endüstri üyelerinin ilgili otorite tarafından o maddeye dair talep edilen verilerini derlemesi ve sunması. Bu sayede derlenecek veriler sayesinde Kimyasallara dair bilinmeyen zararlı özelliklerin tespiti mümkün olacak ve gerek güvenli kullanıma dair alınması gereken önlemler, gerekse de alınacak olan kısıtlama ya da yasaklama kararları daha sağlıklı ve güncel veriye dayanarak yapılabilecek.
Son yayımlanan taslağa göre yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımı ile yürürlüğe girecek olan tek bir maddesi söz konusu. O da KEK yönetmeliği olarak tabir edilen 27092 sayılı Kimyasalların Envanteri ve Kontrolü yönetmeliğini yürürlükten kaldıran maddesi. Diğer tüm maddeleri ise en yakını yayımını takip eden 6 ay sonra yürürlüğe girecek olup, kısıtlama ve kayda dair diğer hükümleri ise 2025’e kadar yayılan bir sürece tabii.
Yönetmeliğin 2017 yılı zarfında yayımlanması herkesçe beklenen bir husus. Zira zaten ilk hazırlığı 2014 yılında yapılan daha sonra birkaç kez alınan görüşlere göre tadil edilerek tekrar görüşe sunulan yönetmelik, yeni bir gecikme olması halinde uygulama tarihlerinin birbirine bağımlı domino etkisi nedeniyle yeniden tadil edilmek zorunda kalacak. Bunun yanı sıra yayımlanmasının daha da gecikmesi, uzunca bir süredir gerek iç gerekse de global kimya endüstrisinde ilgi odağı olan ve Türk REACH’i olarak anılan KKDIK yönetmeliği, hak ettiği ilgi ve dikkate alınırlığını kaybetme riski ile karşı karşıya kalacak.
Mevcut taslak nezdinde kritik tarihleri ele alacak olursak;
Yayımını takip eden 6. Ayın sonundan 31.12.2019 tarihine kadar hali hazırda 1 tonu aşkın miktarda üretilen ve ithal edilen maddeler için ön MBDF bildirimi yapılacak.
1.1.2020- 31.12.2022 tarihleri arasında ön MBDF bildirimi yapılan maddeler için Kayıt süreci olacak.
31.12.2022 tarihinden sonra bir madde 1 tonu aşkın olarak üretilecek veya ithal edilecek ise Kayıt ettirilmeden piyasaya sürülemeyecek.
Güvenlik Bilgi Formları 31..12.2022 tarihinden itibaren KKDiK yönetmeliğine göre hazırlanacak.
Kısıtlamalara dair olan EK 17’ye ilişkin hükümleri ise detayları yönetmelikte verildiği üzere sırasıyla yayımından 6 ay sonra, 31/12/2018, 31/12/2019, 31/12/2021 tarihinde yürürlüğe girmiş olacak.
Bu taslakta yapılan en önemli değişikliklerden biri ise ; REACH Mevzuatında geç ön kayıt olarak sunulan, KKDİK yönetmeliğinde ise ön MBDF olarak anılan sürecin sonunda yeni bir madde üretim veya ithalatına başlayan yeni girişimci kurumları ilgilendiren aşağıda yer alan maddenin kaldırılması.
Eski Taslak KKDİK Yönetmeliği Geçici 2. Madde:
31/12/2018 tarihine kadar ön-MBDF göndermemiş olanlar, bu tarihten itibaren maddelerini kayıt ettirmeden piyasaya arz edemez.
Kaldırılan bu maddeden de anlaşılacağı üzere; ön MBDF bildirimi süresini kaçırmış olan bir yeni girişimci Kayıt yaptırmaksızın piyasaya ürün sunamıyor olacaktı. Bu maddenin kaldırılması ile ön MBDF sürecini kaçıran girişimcilerin de son kayıt tarihine kadar ürünlerini piyasaya sürebilmelerine imkan tanıyor.
Bu hususların ötesinde tabi KKDİK yönetmeliğinin ana teması olan Madde Veri Dosyaları ve Kimyasal Güvenlik Değerlemesinin dayanacağı verilerin nasıl elde edileceği. Bu anlamda söz konusu verilerin zaten AB REACH mevzuatı kapsamında SIEF’ler tarafından derlendiği ve ECHA tarafından toplandığı bilinmekte iken yeniden oluşturulmaları ne iktisadi anlamda ekonomik olacak ne de harcanacak zaman ve işgücü açısından fayda sağlayacaktır. Özetle Amerika’yı yeniden keşfetmenin bir anlamı olmayacağı çok aşikar. Bu nedenle genel beklenti hali hazırda AB REACH mevzuatı kapsamında derlenmiş olan verilerin gerek hali hazırda erişim mektubuna sahip olan global üreticiler tarafından ek bir fark ödeyerek kullanımına imkan sağlanması ve yerli üreticilerin ise yine aynı şekilde bu ek ücret vasıtası ile bu verilerden faydalanarak ortak kayıt dosyası oluşturacaklarını öngörebiliriz. Tabi çalışma özetleri ve kimyasal güvenlik değerleme raporlarının sertifikalı bir Kimyasal Güvenlik Değerlendirme uzmanı tarafından Türkçe’ye çevirilmesi gerek ve koşulunu da unutmamalıyız.
İthalatçılar açısından bakıldığında ise; bir çok ithalatçının aynı maddeyi defaten kaydettirmesine kıyasla, global üreticilerin Türkiye’de yerleşik tüm ithalatçıları için atayacağı bir Tek Temsilci üzerinden kayıt yaptırması yine aynı şekilde hem ekonomik hem de kolay olacaktır. Zira çeşitli ölçeklerde olan ithalatçı firmaların, özellikle KOBİ ölçeğinde olanlar için bu hususta gerek bütçe gerekse de yetişmiş personel bulmasının oldukça güç olacağı düşünülmelidir.
Nasıl ki AB bölgesine ihracat yapan Kimya Endüstrimiz orada yer alan müşterilerine mal gönderebilmek adına onlardan gelen REACH uyum taleplerini karşılamak durumunda kaldı ise, Yurdumuza ürünlerini ihraç eden global kimya üreticileri de Türkiye’ye ürünlerini satabilmek adına KKDİK uyumu konusunda müşterilerine yardımcı olmak ve taleplerini karşılamak durumunda olacaktır. Tabi bu hususta bilgili ve talepkar olunması gerektiğini de vurgulamak isterim.