KİM(YASAL) MÜCADELE

Turkchem Dergisi - 2011 Mayıs-Haziran Sayısı

 

Küresel ısınma, artan insan sağlığı etkileri, bazen kazalar, bazen de rutin endüstriyel üretim sürecinde yaşanan çevre etkileri derken, kimyasallar konusundaki hazırlanan, uygulamaya konan mevzuatları, artık endüstri için günlük uğraş ve mücadele konuları arasındaki sıralamada git gite üst sıralara doğru tırmandırıyor.

Makalemin başlığındaki kelime oyunu ile vurgulamaya çalıştığım şekilde, Kimyasallara uygulanan yasaklama, kullanım alanına dair kısıtlama, kayıt, zararlılık, etiketleme, ruhsatlama derken, kimyasal zararlılıkla mücadele, Kimya endüstrisinin yasal mücadelesi haline dönüştü.

Günümüzde kısıtlamalar, kimyasallar ve karışımlar içerisindeki hallerinden, işlemden geçmiş eşya hallerinin yaşam döngüsü, ve bu yaşam döngüsünün sonucundaki yeniden kazanım veya atıklaştırmaya kadar uzanan bir süreci kapsamayı ve disipline etmeyi amaçlıyor.

Başta TURKCHEM’ bu sayısının dosya konusu olan biyositler, sürfaktanlar, ambalaj kimyasalları olmak üzere güncel mevzuatlara değinmeye gayret edeceğim.

DETERJANLAR VE DETERJANLARDA KULLANILAN YÜZEY AKTİF MADDELER HAKKINDA TEBLİĞ

Deterjanlar ve Deterjanlarda Kullanılan Yüzey Aktif Maddeler Hakkında Tebliğ, 23 Aralık 2010 tarihli 27794 sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır. Tebliğ hükümleri, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir ve 23 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe girecektir. Tebliğ hükümlerince İmalatçılar/yetkili temsilciler, piyasaya sundukları deterjanlarla ilgili olarak gerekli bildirimleri yapmakla sorumludurlar. Bu bildirimler piyasaya ilk kez sunulacak ürünler için ürünü piyasaya sunmadan önce ilgili tebliğin Ek-IX’unda yer alan ‘Deterjan Bildirim Formları’nın eksiksiz ve doğru olarak yazılı ve Bakanlıkça belirlenen, elektronik bildirim sistemine girilmesi yoluyla yapılır. Bildirimi takiben 1 ay zarfında piyasaya arz edilen ürünün 27092 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmeliğine uygun etiket bilgilerini yine aynı sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Maddeler ve Müstahzarlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanması ve Dağıtılması Hakkında Yönetmeliğe uygun sertifikalı kişilerce hazırlanmış ürüne ait güvenlik bilgi formunu bildirim sistemine yükleyerek Bakanlığa sunmak zorundadır. Bildirimi uygun şekilde yapılmayan ürünlerin piyasaya arzı söz konusu değildir. İlgili tebliğ yayımlanmasından önce, ürünleriyle ilgili bildirimde bulunmuş olan üreticiler ise, tebliğin yayımlanmasından itibaren 18 ay içerisinde (23 Haziran 2012’ye kadar) Sağlık Bakanlığı’na tekrar bildirimde bulunmakla yükümlüdürler.

Bu tebliğ kapsamında, nihai aerobik biyolojik parçalanabilirlik kriterlerinin karşılayan yüzey aktif maddeler ve bu maddeleri içeren deterjanlar, ek kısıtlamalara tabi olmaksızın piyasaya arz edilebilirler. Deterjanların içindeki bütün yüzey aktif maddelerin nihai aerobik biyolojik parçalanabilirlik testlerini geçememeleri durumunda, birincil biyolojik parçalanabilirlik düzeyleri ölçülür. Birincil biyolojik parçalanabilirlik düzeyi, tebliğde belirlenenden limitlerden daha düşük olan deterjan yüzey aktif maddelerine istisna verilmeyeceği ve deterjanlarda, Nitrilotriasetik asit ve tuzları kullanılamayacağı belirtilmektedir .Uygulamaya yönelik yeni çevresel yaklaşımlar doğrultusunda yapılacak düzenlemeye kadar, deterjanlarda kullanılacak fosfat oranı ise, P2O5 cinsinden en fazla %30, STPP cinsinden en fazla % 52 olarak sınırlanmıştır ve etiket içerik listesinde P2O5 yada STPP cinsinden ifade edilmesi gereklidir.


EŞYALARDA VE AMBALAJLARDA BULUNAN SVHC MADDE BİLDİRİMLERİ:

Yayımlandığı 2006 senesinden günümüze Kimya endüstrisini, hem etki alanı olan AB pazarında getirdiği ‘’ mücadele’’ derecesindeki yükümlülükleri ile, hem de yarattığı domino etkisi ile yurdumuz dahil Kore ve Çin gibi birçok ülkede benzer mevzuatların yayımlanmasına neden olan REACH mevzuatının bugün itibarı ile en güncel yükümlülüğü, A.B.ye ihraç ettiğimiz eşya niteliğini haiz ürünlerde ağırlıkça oranda %0,1 i ve kümülatif miktarca yılda 1 ton’u aşkın SVHC ( Endişe verici kimyasallar) aday listesinde bulunan maddelerin bulunması halinde bu maddelerin ECHA ya bildirimidir. 1 Aralık 2010 tarihine kadar aday listeye dahil olan maddeler için bu tarih en geç 1 Haziran 2011 iken, 1 Aralık 2010 tarihinden sonra listeye giren ve ileride girecek ürünler için, listeye giriş tarihinden itibaren 6 ay zarfında bildirimi gerekmektedir. TURKCHEM’in bu sayısındaki dosya konularından olan

Ambalaj endüstrisinin konuya dikkat etme gerekliliğinin de altını çizmek isterim. Zira kullanılan her bir ayrı ambalaj elemanı, ne ihtiva ettiği ve hangi endüstride kullanıldığından bağımsız olarak, mevzuat bakış açısı ile eşya statüsünde olduğundan ambalaj endüstrisinin sürekli takip etmesi gereği olan bir liste olduğu açıkça gözler önüne serilmektedir.
A.B. perakende zincirleri ve ithalatçıları, uzunca bir zamandır proaktif bir yaklaşım ile bırakın bildirim yükümlülüğünü , SVHC yi kümülatif miktardan bağımsız, ağırlıkça %0,1 i aşkın barındıran hiçbir ürünü almaya yanaşmıyorlar. Bunun yanı sıra yekpare eşyanının tanımının dahi halen AB otoritelerince tartışılmakta olduğu bir ortamda neyi bildireceğimiz oldukça tartışmalı ve hareketli bir zeminde yer alıyor. Buna en net örneği bir otomobil kapı contasının tek başına ihracı halinde SVHC orantısı açısından contanın kendisi ele alınır iken, araç üzerine monte edilerek ihraç edildiğinde %0,1 oranının altında kalacağından bildirim yapılmaksızın ihracında sıkıntı olmayacağı gibi çelişkili durumların halen vaki olduğunu belirterek vermek isterim.

Ambalaj endüstrisi, gerek direk ihracatlarını, gerek ihraç ürünlerin ambalajlanmasında kullanıldığı durumları göz önünde bulundurarak üretim girdilerini gözden geçirmeleri, içeriğine tam vakıf olmadıkları girdileri için, tedarikçilerinden ‘’ içerikte SVHC bulunmadığı ve/veya bulunduğunda bilgi verileceği ‘’ hususunda taahhüt talep etmelerini önemle tavsiye ederiz.


Ayrıca unutulmamalıdır ki, bu gün AB ihracatlarımız konusunda ilgi alanımızda olan her türlü mevzuat, çok kısa sürede, gerek yurdumuzda sağlık ve çevre koruma tedbirleri açısından, gerekse de müktesebat uyumu açısından çok kısa sürede iç pazarımız için de geçerli olacaktır.


Bu sayı için bana ayrılan kısmın sonuna gelirken, dikkate almamız gereken mevzuatların makale sayfaları ile sınırlı olmadığına dikkatinizi çeker, Kimya endüstrisine mevzuat mücadelelerinde başarı dilerim.


Melih BABAYİĞİT
Genel Müdür

İLETİŞİM BİLGİLERİ